- əzələ ağrısı
- 【名】筋肉痛[キンニクツウ]
Azərbaycanca — Yaponca Lüğət. 2011.
Azərbaycanca — Yaponca Lüğət. 2011.
ağrısı tutmak — 1) gebe kadının doğum sancıları başlamak 2) hasta bir organ ağrımaya başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalp ağrısı — is. 1) Aşktan doğan üzüntü, yürek ağrısı Ya Rab! Hele kalp ağrılarım durdu diyordum. Y. K. Beyatlı 2) Sıkıntı, keder, yürek ağrısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş ağrısı — is. Başın ağrıması, başta oluşan rahatsızlık Birleşik Sözler yarım baş ağrısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
eski göz ağrısı — is. Eski sevgili, ilk göz ağrısı Niye buraya bu kadar kılıksız, üstelik de bir karış sakallı geldim. Bak eski göz ağrılarına rastlayacakmışız. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
karın ağrısı — is. 1) Karında duyulan ağrı 2) mec. Çekilmeyen, sevilmeyen kimse 3) mec. Adı, niteliği bilinmeyen şey 4) mec. Huzursuzluk, rahatsızlık veren iş, olay veya düşünce Birleşik Sözler ince karın ağrısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarım baş ağrısı — is., tıp Kusma, mide bulantısı ile görülen, sempatik sinir sistemi dengesinin bozulmasından ileri gelen baş ağrısı, yarımca, migren … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürek ağrısı — is., mec. Kalp ağrısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağrılarda göz ağrısı, her kişinin öz ağrısı — herkesi en çok ilgilendiren şey kendi derdidir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bel ağrısı — is. Bel çevresinde oluşan ve duyulan ağrı … Çağatay Osmanlı Sözlük
diş ağrısı — is. Diş bölgesinde oluşan hastalıktan meydana gelen ağrı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilk göz ağrısı — is. 1) İlk çocuk 2) İlk sevilen, âşık olunan kimse Sen ilk aşkım, ilk göz ağrımsın / Dünyalara değişmem seni. O. V. Kanık … Çağatay Osmanlı Sözlük